Muğla’da bu kez kış mevsiminin tadına bakmaya hazırlandık!

Kış geldi diye Muğla’da gezemeyeceği için üzülenler varsa tam şu an üzülmeyi bırakıp bu yazıyı okumalılar!

Ege’nin incilerinden biri olan Muğla her mevsimde ayrı bir güzelliğini ortaya çıkartıyor. Sonbaharın bitişiyle gelen kış aylarında da gezip görebileceğiniz, duymayanlara aynı yerde fotoğrafınız olmasın diye belki de duyurmayacağınız(!) yerleri keşfetmenin tam sırası. 

Yolculuğa zirveden başlamak isterseniz Muğla Marmaris’te bulunan Marmaris Kalesi tam size göre. Bizce kalabalık gitmek daha eğlenceli olur fakat zirve tek kişiliktir diyorsanız buyurun kale sizin! 

Marmaris Kalesi Türkiye’de müzeye sahip birkaç kaleden biri... Halikarnassoslu (Bodrumlu) Herodot’un verdiği bilgilere göre kale MÖ 3 binde inşa edilmiş. 17. yüzyılda yaşayan gezgin Evliya Çelebi, Kanuni Sultan Süleyman yadigarı bir kaledir diyor ve Kanuni’nin emriyle Rodos seferi sırasında yaptırıldığı ve askeri üs olarak kullanıldığından bahsediyor. Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen bugünkü kaleye ait inşa kitabesi de halen yerli yerinde. Kale içerisinde bulunan müzeyi mutlaka görmelisiniz zira eski çağlara merakınız varsa burada birçok çağı bir arada görme şansınız olacak.

Ben doğa insanıyım diyenler için de alternatiflerimiz var tabi ki. Küçükköy ve Ören Köyü ormanları bunun için ideal. Ören Köyü Muğla’nın Gökova Körfezi’nde yer alan ve günümüzde Muğla’nın Milas ilçesine bağlı bir mahalle... Bu köyün eski ismi Gereme, antik çağdaki ismi ise Keramos’tur. Küçükköy önce Fatih Sultan Mehmet tarafından Midilli Adası’nı fethetmek için yeniçerileri yerleştirdiği köy, daha sonra Rumların ikamet adresi olmuş. Mübadele döneminde ise bu defa Rum köyü olan Küçükköy’e Balkanlardan gelen mübadiller yerleşmiş. Boşnakların yerleştiği köyde günümüzde Boşnak kültürü devam ediyor. Küçükköy "akıllı köy" (smart village:temel ihtiyaçlarını sürdürülebilir biçimde kendi karşılayabilen küçük yerleşim yeri) kriterlerinde bir yerleşim alanı...

Doğanın içinde huzurla yürümeyi sevenler içinse bir başka harika öneriyle geldik. Karia Yolu: Türkiye’nin en uzun yürüyüş yolu olma özelliğini taşıyor. Bunun yanı sıra Karia Yolu National Geographic tarafından 2021 yılında gezilebilecek en iyi 35 yerin arasında yer almayı başardı. Bu yola çıkmadan önce kendinize uygun olan kısmını belirleyip ona göre bir rota oluşturmanız tavsiye ediliyor. Uzun mesafe yürüyüş yollarına dahil olan Karia Yolu “Bozburun Yarımadası”, “Datça Yarımadası”, “Gökova Körfezi”, “İç Karia”, “Muğla Çevresi” ve “Dalyan-Ekincik” olmak üzere toplam 6 ana etaptan oluşuyor. Bu sayede yaklaşık 800 km’lik Karia Yolu’nun keyfini her gün başka bir yerde çıkartabilirsiniz. Bu yol ismini Antik Çağ’da yaşayan Karia Medeniyeti’nden alıyor. Bu doğa harikası yeri sonbaharda ziyaret etmek sizi hem rengarenk doğayla hem de tarihle buluşturacak. Yola çıkmadan önce aklınızda bulundurmanız gerekenleri sizin için araştırdık. 

       - Öncelikle yol boyunca kesinlikle ateş yakmayınız! Çalıların olduğu bölgelerden gidileceği için bu oldukça önemli.

       - Çöplerinizi bir sonraki yerleşim yerine kadar muhafaza etmeniz gerekiyor.

       - Yürüyeceğiniz rotayı iyi araştırıp ne kadar su gerekliyse yanınıza yeteri kadar su almalısınız. Sonbaharda çok sıcak olmayacağı için 2.5 litrelik su yeterli olacaktır.

       - Kamp yapacaksanız tabii ki suyun miktarını arttırmalısınız.

       - Rotadaki kırmızı-beyaz işaretlenmeler dışında işaretleme yapmayınız. Karia yolunda size iyi yürüyüşler diliyoruz!

Gezinizin devamında tarihi yer altı su kaynaklarını, antik kentleri, tiyatroları ve müzeleri ziyaret edebilirsiniz. Muğla’nın saymakla bitmeyecek harika yerlerini ve tarihi eserlerini bir geziye sığdırmak belki kolay olmayacak ama yukarıda saydıklarımızdan başlayabilirsiniz. Güneşin yakıcı sıcağı yokken hareketli etkinlikleri yapmanın tam sırası!

Rotanızı hesaplayın ve yolu akışına bırakın.

Buraları da Gez !
Rotanıza bu lokasyonları da ekleyin...
Kayıtlı E-Posta Adresinizi Giriniz